Bülent Buda: Boşuna söylenmemiş, ‘Asla vazgeçmeyeceksin’…
Geriden gelip puan kazanmak ve yarışan takım olmak. Ligin en seçenekli futbolcularını içinde barındıran Fenerbahçe 2 farkla öne geçiyor, taraftarı farkın açılmasını umuyor ve bekliyor. Lakin karşılarında direnen ve yarışan bir karakter var. Bu direnişin sonucunda yarışmanın karşılığı ve becerisi yüksek gollük dokunuşlar.
Açılışı yapan Koray Günter’in ağlarla öpüşen kafa vuruşu birinci sınıf. Ardından Romulo’nun süper solu… Neredeyse bu maç bitmesin, üçleyelim aşamasına ulaştılar bir anda. Ünlüler topluluğu şaşkına döndü. Büyük taraftarın itici gücüyle öz güven yüklü oynuyorlar. Ne değerli bir buluşma. Taraftar gücünün, tutkusunun farkındalığındalar. Oyun alanının havasını solumuş olanlar farkındadırlar o muhteşem duygunun ve itici gücün. 2 haftalık yarışma koşuşturmasından ilki dış saha, ikincisi Gürsel Aksel… Karşılarında şöhretler karması Fenerbahçe, iki farkla geriye düşüyorlar, yarışma duygusundan eksilme, yalpalama göremiyorsunuz. Aksine büyük sıçrama ile duygularda köpüklenme. Stoilov ile arkadaşları iyi iş çıkarıyorlar. Kim ne kadar iyi değil, takım ne kadar iyi! Ayrımsız hak edenin formayı kuşandığı adil düzen. Ne diyordu şair baba, ”Güzel günler göreceğiz çocuklar güneşli günler. Motorları maviliklere süreceğiz.” Yolun açık olsun Göztepe. Teşekkürler. İyi ki varsınız!
Fatih Tanfer: – Göztepe, Fenerbahçe karşısında Antalyaspor’a karşı oynadığı kadrodan Yalçın ve Sangare’nin yerine Doğan Erdoğan ve Lasse Nielsen’le maça başladı. İki takımda kazanmak adına büyük mücadele verdi. Göztepe ilk yarının uzatma dakikalarında kalesinde gördüğü 2 golle devreyi 2-0 geride kapadı.
– Geçen haftada yazdım. Göztepe’nin oyun anlamında en pozitif özelliklerinden biri olan asla pes etmeme felsefesi teknik direktör Stoilov’un Juan Mputu, Ahmet ve Tijanic’in oyuna girmesiyle gerçekleşti. Tijanic için hep söylerim. Var olan yeteneklerini bir kullansa diye. Bu maçta pas, dripling ve duran toplarda çok etkiliydi. Topla hızlı hareket etti ve diğer arkadaşlarıyla beraber takım oyununa büyük katkıda bulundu.
– Göztepe’de maçın ikinci yarısında değişen coşkusu ve duran toplardaki etkinlik üst düzeye çıktı. Oyuna ağırlığını koydu. Savunma disiplinliydi. Mücadele gücünü artırdı ve cesaretle oynadı. Koray’ın kafa golü sonrası sahanın mutlak hakimi oldular.
– Sahada ne yapmak istediğini bilen, taktiksel değişiklikler ve takım oyununu iyi uygulayan bir Göztepe izledik.
– Göztepe büyük maliyetlerle kurulmuş Fenerbahçe karşısında oyun anlamında değişmeyen doğrusu rakibiyle mücadele şekliydi. Oyun tarzındaki hırsı, yeteneğinin önüne geçti. Bu mücadele ile azim birleşince ortaya heyecan duyulan bir Göztepe çıktı. Alkışı ise sonuna kadar hak etti.
Mehmet Demirtaş: Göztepe, Gürsel Aksel Stadyumu’nda Fenerbahçe’yi ağırlarken, bizlere unutulmaz bir maç izlettirdi. Göztepe’nin Teknik Direktörü Stoilov’un stratejik dehası, sahada verilen mücadele ve taraftar desteğiyle birleşince, sonuç olarak ortaya sadece tabelada değil, futbolun ruhunda da bir zafer çıktı.
İlk yarıyı 2-0 geride kapatan Göztepe, ikinci yarıda bambaşka bir kimliğe büründü. Stoilov’un oyuncu değişiklikleri ve taktiksel hamleleri, Göztepe’nin oyunun kontrolünü ele almasını sağladı. Fenerbahçe gibi piyasa değeri 253 milyon euroya yakın bir takıma karşı, Göztepe’nin sınırlı bütçesiyle ortaya koyduğu mücadele, “Futbol parayla oynanmaz” diyenlerin yüzünü güldürdü.
Stoilov’un maç öncesinde dersine ne kadar iyi çalıştığı, yaptığı değişikliklerle ortaya çıktı. Özellikle orta sahada Dennis ve Doğan ikilisinin birlikte oynatılması ve sağ bekte Nielsen tercihi, oyunun gidişatını belirleyen unsurlardan oldu.
Her ne kadar Nielsen bekleneni veremese de, takımın geri kalanı bu açığı kapatmak için fazlasıyla mücadele etti. Göztepe taraftarlarının desteği ise, sahada adeta 12. oyuncu gibiydi.
İlk yarıda 2-0 yenik duruma düşmelerine rağmen, tribünler bir an olsun susmadı. Bu da takımın ikinci yarıda daha özgüvenli ve istekli oynamasına büyük katkı sağladı.
Maçın hakemi Kadir Sağlam’ın tartışmalı kararları ve VAR’ın bu kararları desteklemesi, Göztepe camiasını ve taraftarını çileden çıkardı. Ancak Göztepe, bu adaletsizliğe teslim olmadı, aksine daha da hırslandı.
Tijanic’in sağdan kullandığı köşe vuruşunda Koray’ın attığı golle farkı 2-1’e indiren sarı kırmızılılar, sonrasında Fenerbahçe kalesine baskısını artırdı. Livakoviç’in kalede devleştiği anlar, Göztepe’nin geri dönüşünü durdurmaya yetmedi.
Uzatmaların son anında, Romulo’nun ceza sahası dışından gönderdiği şutla Göztepe, 2-2’lik eşitliği yakaladı ve sahadan alnının akıyla 1 puanla ayrıldı.
Bu sonuç, Göztepe’nin sadece bir geri dönüş öyküsü değil, aynı zamanda futbolun sadece yıldız isimler ve büyük bütçelerle kazanılmadığını bir kez daha belgeledi.
Stoilov, dünyaca ünlü teknik direktör Mourinho’ya futbolun sadece taktiksel değil, ruhsal bir mücadele olduğunu gösterdi.
Elbette Göztepe’nin halen geliştirmesi gereken noktalar var. Ancak bu maç, Stoilov’un liderliğinde bu takımın neler başarabileceğinin habercisiydi.
Yeni transferlerin uyum süreci tamamlandığında, çok daha güçlü bir Göztepe izleyeceğimiz aşikar.
İzmir, futbolun sadece bir oyun değil, bir tutku olduğunu bir kez daha kanıtladı.
Göztepe, taraftarına ve tüm futbolseverlere unutulmaz bir gece yaşattı.